Üniversiteye girmeden önce bilinmesi gerekenler ilk başta düşündüğünde insana sanki yüzlerce maddeden oluşan bir listeymiş gibi geliyor. Ama aslında temel olarak bilmen gereken 10 konu olduğunu söyleyebiliriz. Lise biter bitmez üniversiteye hazırlandığın bu dönemi sadece sınavla kapatmak yeterli değil. Asıl başarı, üniversiteye başlamadan önce yapılması gerekenler konusunda bilinçli olmaktan geçiyor.
Gençlerin yıllarca hazırlandığı büyük sınav bitti. Ter döktüğün, sabahlara kadar test çözdüğün o maraton sona erdi. Şimdi sırada yepyeni bir başlangıç var.
Ama asıl yol şimdi başlıyor. Çünkü üniversite sadece derslerden, sınavlardan, puanlardan ibaret değil. Muhtemelen yeni bir şehir, yeni insanlar, yepyeni bir hayat seni bekliyor. Hayatının geri kalanını etkileyecek alışkanlıklar, kararlar ve çevre tam da bu dönemde şekillenecek.
Ve şunu unutma: Üniversiteye başlamak, kazanmak kadar hazırlık gerektirir.
Biz TahtaApp olarak üniversiteye geçiş sürecine hazırlık rehberi niteliğindeki bu yazıda sana 10 kritik noktayı göstereceğiz. Çünkü üniversite sana ne verir değil, sen ondan ne alırsın meselesidir bu.
Üniversiteyi kazandıktan sonra yapılacaklar listesinin en başına şunu yaz: "Kendine fazla yüklenme." Çünkü seçtiğin bölüm, hayatının tamamını belirleyen bir “son karar” değil. Sadece bir yön, bir başlangıç noktası.
Bazı öğrenciler daha ilk günden “doğru bölümü seçtim mi?” endişesiyle yıpranıyor. Oysa şunu bilmelisin: İş bulma garantisi diye bir şey yok. Türkiye’de her yıl binlerce mühendis, psikolog, işletmeci ya da öğretmen mezun oluyor ama hepsi aynı yolda yürümüyor. Mezun olduktan sonra bambaşka alanlara kayan, kendi işini kuran, hatta bölümünü hiç kullanmayan binlerce örnek var.
Seçtiğin üniversite bölümü gelecekte yapacağın işin sadece bir arka planı. Sana bilgi verir, bazı kapıları açar, ama o kapılardan geçip geçmeyeceğine sen karar verirsin. Asıl farkı oluşturan senin ne yaptığın; neler öğrendiğin, kimlerle çalıştığın, hangi becerileri geliştirdiğin olacak.
İlginizi Çekebilir: Ege Üniversitesi Bölümleri, Mavi Diploma, Fırsatlar ve Kampüs Hayatı
Bu yüzden üniversiteye başlayacaklara tavsiyeler arasında belki de en önemlisi şu: Bölümüne hapsolma. İlgi alanlarını keşfet, kendini geliştirmekten korkma. Bugün yapacağın her yatırım, yarınki seni şekillendirecek.
Unutma, üniversiteye başlarken yapılması gerekenler sadece kitap almak ve ders seçmekten ibaret değil. Aynı zamanda zihinsel olarak da yeni bir düzene hazır olmak demek. Bölümünü ne kadar doğru seçmiş olursan ol, o bölümü nasıl değerlendirdiğin seni asıl belirleyecek şeydir.
Evet, bazı üniversitelerin adı kapıları daha kolay aralayabilir. Ama o kapıdan içeri girmek, içeride kalmak ve fark yaratmak tamamen sana bağlı. Çünkü üniversite yaşam boyu eğitim yolculuğunun sadece bir durağı. Ve o durakta ne yaptığın, kim olduğundan çok daha fazla şey anlatır.
Üniversiteye başlarken yapılması gerekenler arasında en çok göz ardı edilen şey kendine yatırım yapmaktır. Sadece derslere girip çıkmakla yetinirsen mezun olduğunda kocaman bir boşluk hissedebilirsin. Oysa etkinliklere katılmak, gönüllü projelerde yer almak, kulüplerde sorumluluk almak, girişimlere dahil olmak, staj kovalamak… işte gerçek CV bunlarla oluşur.
Unutma, üniversite marka değil, sen markasın. Sadece okuduğun okulun adıyla değil, neler öğrendiğinle, kimlerle bağlantı kurduğunla, hangi yetkinlikleri kazandığınla fark edilirsin. Üniversite yaşam boyu eğitimin küçük bir başlangıcıysa, senin de şimdiden bu yolculuğun kaptanı olman gerekir.
Bu yüzden üniversiteye başlayacaklara tavsiyeler verirken şunu hep söylüyoruz: Gözünü dört aç. Sadece dersleri değil, fırsatları da takip et.
Sosyal Çevre Hayat Kaliteni Belirler
Üniversite hayatı nasıl yaşanmalı? Bu sorunun tek bir cevabı yok. Ama nerede yaşadığın, kimlerle takıldığın ve nasıl bir çevrede zaman geçirdiğin neredeyse her şeyi etkiler. Çünkü sosyal çevre sadece eğlence demek değil; alışkanlık, hedef ve yaşam standardı demektir.
Yurtta mı kalacaksın evde mi? Şehrin merkezinde misin, kampüs dışında mı? Bunlar küçük tercihler gibi görünür ama aslında üniversite hayatında yapılması gerekenler listesinin zeminini oluşturur. Yanında tembel, umursamaz, sadece okey oynayan biri varsa sen de öyle olursun. Ama üretken, girişimci, vizyoner insanlarla zaman geçiriyorsan, ister istemez sen de gelişirsin.
Doğru arkadaş çevresi → doğru alışkanlıklar. Bu kadar net.
Çünkü üniversite hayatında kazanılması gereken beceriler sadece sınıfta değil, kampüs dışındaki hayatta da edinilir. İletişim kurmak, ekip çalışması yapmak, zamanı yönetmek… bunların hepsi seninle aynı frekansta olan insanlarla daha kolay kazanılır.
Özetle: Ne öğrendiğin kadar, kiminle öğrendiğin de önemlidir. Ve bu seçim senin elindedir.
Üniversitede dikkat edilmesi gerekenler arasında en çok göz ardı edilen şeylerden biri de hocalarla kurulan ilişkidir.
Çoğu öğrenci hocayı sadece sınav yapan biri olarak görür. Ama üniversite okurken nelere dikkat etmeliyim sorusunun cevabı tam da burada başlar: Hocalar sadece ders anlatmaz, kariyer yolunu açabilir.
İyi bir ilişki sayesinde:
Eğer düşünürsen, bir dersten öğrendiğin bilgiyle değil, eğitmenlerinin sana açtığı kapılarla büyük adımlar atabileceğini görürsün.
Kendini göstermekten, soru sormaktan, fikir danışmaktan çekinme. Çünkü hocalar doğru ilişki kuran öğrenciye her zaman yatırım yapar.
Lise bitti. Artık kimse seni dürtüp “hadi kalk ders çalış” demeyecek. Bu yeni düzen sana sadece özgürlük değil ayrıca tam sorumluluk veriyor.
Üniversitede zaman yönetimi en büyük kozun. Çünkü dersi geçmekle yetinmek isteyenle, kendini gerçekten geliştiren arasında koca bir uçurum var. Bu yüzden:
Üniversitede kendini nasıl geliştirirsin sorusunun halihazırda tek kalıp bir cevabı yok. Ama iyi bir zaman yönetimiyle o cevabı bizzat sen yazarsın. Çünkü üniversitede dikkat edilmesi gerekenler sadece sınav tarihleri değil aynı zamanda hayatını değiştirecek ihtimallerle dolu anları da kapsıyor. Ve bu anları değerlendirenler mezuniyetten sonra gerçekten farkını ortaya koyuyorlar.
İngilizce artık CV’de bir artı değil, eksikse eksi. Hazırlık varsa ciddiye al. Yoksa da bahane üretme, kendi başına öğren.
Çünkü, örneğin Erasmus istiyorsan dil lazım olacak. Yurtdışı staj kovalıyorsan mülakatların büyük oranda İngilizce olacak. Freelance işler için müşterilerin belki de Türkler değil yabancılar olacak.
Erasmus olanakları ve yurtdışı eğitim fırsatları için Erasmus+ Programı Türkiye Ulusal Ajansı'nın sayfasını inceleyebilirsin.
Üniversite boyunca dil öğrenmek sadece akademik bir hedef değildir. Kariyerin, gelir seviyen ve özgürlüğün bununla şekillenecek.
Üniversite diploması önemli olabilir. Ama artık iş dünyasında öne çıkmak için bu yeterli değil. Freelance projeler, LinkedIn profili ve kişisel portfolyo gibi unsurlar seni mezuniyet sonrası rekabette birkaç adım öne taşır.
Kendi alanında fark oluşturmak istiyorsan:
Zira üniversitede dikkat edilmesi gerekenler arasında sadece dersler değil, dijital dünyada kendini nasıl konumlandırdığın da var. Bugün attığın adımlar yarınki kariyer fırsatlarının kapısını aralayacaktır.
Çoğu öğrenci stajı son sınıfa, hatta mezuniyete yakın bir zorunluluk olarak görür. Staja böyle bakmak kariyerinin en büyük hatalarından biri olur. Staj teorik bilginin pratikle buluştuğu yerdir. Üniversiteye başladığında aklına kazıman gereken ilk şey şu olmalı: Staja 1. sınıfta başla, son sınıfta değil. Evet, yanlış duymadın.
İlk yılın yazında bile gönüllü stajlar kovalamaktan çekinme. Belki sana hemen para ödemeyecekler ama sana paha biçilemez bir deneyim ve ağ kazandıracaklar. Bir şirkette çay taşıyor olsan bile o ofis ortamını görmek, iş süreçlerini anlamak, insanlarla tanışmak, sana dört yıllık ders kitabının veremeyeceği bilgileri sunabilir. Üniversiteye girmeden önce bilinmesi gerekenler listende bu maddeyi mutlaka en başlara yaz.
İş hayatı seni okul sıralarında beklemez, sen ona gitmek zorundasın. Erken başlayan, düşe kalka öğrenen, gerçek dünyanın acımasız kurallarını deneyimleyen her zaman bir adım önde başlar. Üniversite sana bir diploma verir, staj ise sana o diplomayı kullanabileceğin bir gerçeklik sunar. Şirketler deneyim ister ve kimse sana bu deneyimi tepside sunmaz. Git ve onu al.
Üniversite sadece derslerden ve sınavlardan ibaret değildir; burası aynı zamanda kendini keşfetme atölyesidir. Belki de hayatında bir daha bu kadar özgür ve destekleyici bir ortam bulamayacaksın. Kulüplere katıl, seminerlere git, projelerde yer al, farklı insanlarla tanış, yeni şeyler dene. Bunlar neyi sevdiğini anlamanın en kestirme yollarıdır.
Ama dahası var: "Neyi sevmediğini" anlamak bile çok kıymetlidir. Bir kulübe girdin, baktın sana göre değil. Bir projeye dahil oldun, anladın ki bu işler sana gelmiyor. Mükemmel. Çünkü bilmediğin kapıları kapatmak da en az doğru kapıyı bulmak kadar değerlidir. Zamanını, enerjini boşa harcayacağın yollardan erkenden dönmek, seni asıl hedefine daha hızlı ulaştırır.
Üniversiteye girmeden önce bilinmesi gerekenler arasına ekleyebileceğimiz önemli bir nokta da bu. Üniversitenin sadece bir diploma kapısı değil, aynı zamanda bir kişisel dönüşüm süreci olduğunu anlaman lazım. Bu dönemde edineceğin sosyal beceriler, liderlik yetenekleri, farklı kültürlere ve fikirlere açık olma hali seni hem bir profesyonel, hem de olgun bir birey yapar. Kendine yatırım yapmaktan, risk almaktan ve en önemlisi sınırlarını zorlamaktan asla çekinme.
"Hangi üniversiteye gitsem daha iyi iş bulurum?", "Hangi bölümü seçsem hayatım garanti olur?" Bu soruların hepsi baştan yanlış kurgulanmış. Çünkü mesele kazandığın bölüm ya da okul değil, senin ne kadar aktif, öğrenmeye açık ve üretken olduğun.
Üniversite sana hazır bir gelecek sunmaz, sadece fırsatlar sunar. O fırsatları değerlendirmek, kampüsün dört duvarı arasına sıkışıp kalmamak, her boş anını gelişime ve deneyime dönüştürmek tamamen senin elinde. Dört yılın sonunda elinde sadece bir kağıt parçası mı olacak, yoksa dolu dolu bir CV, geniş bir ağ ve sağlam beceriler mi? Seçim senin.
Üniversiteye girmeden önce bilinmesi gerekenler arasında en önemli şey bakış açındır. Bu dört yıl senin yatırım dönemindir. Üniversiteye böyle bakmalısın. Sadece arkadaşlık ilişkileri ve not peşinde koşmak yerine kendine, geleceğine, yeteneklerine yatırım yapmalısın. İnsanlarla bağ kur, yeni beceriler edin, risk al, kendini zorla. Çünkü üniversite kapısından mezun olarak çıktığında seni bekleyen acımasız rekabet ortamında fark yaratacak olan şey, diploma notun değil; senin ne kadar donanımlı bir marka olduğundur.
İlginizi Çekebilir: YKS Sınavı Sonrası İçin 7 Maddelik Rahatlama Rehberi
Tahta platformunda iki yol var: Bilgiyi paylaşarak eğitim dünyasına katkıda bulunun solver veya koç olarak gelir elde edin, ya da Tahta uygulamasını indirerek bilginizi genişletin ve sınavlara hazırlanın. Hangi yol sizi çağırıyor?